16 Nisan 2011 Cumartesi

Hayata farklı açıdan bakabilir miyiz lütfen?

"Hayata farklı açıdan bakabiliriz..." adlı genel başlığımı Türkiye'deyken yazmıştım. Peki bu "bakabilir miyiz lütfen?" de neyin nesi oluyor? E daha önce de söylediğim gibi şu anda vatansızlığım üstümde,  ve burada olmamın sebebiyeti olan farklı bakış açısıyla yazabileceğimi söylemiştim. İlk etkilenme de diyebiliriz buna, her cümlenin sonuna kibarlık getirebilen "miyiz" ve "lütfen" kelimeleri.. İşte onlar şu anda benim de dil bilgim içine girmiş bulunmakta İngilizlerin çoğunun olduğu gibi. Hayata farklı açıdan bakabilmek, size çok sıradan bir deyim, kelime topluluğu gelebilir, ya bu çocuk bunu niye bu kadar önemsemiş de bunun üzerine blog yazmakta, bunu bu kadar irdelemeyi tercih etmekte, diyebilirsiniz. İleride bir gün bende birilerinin "Ata"sı olduğumda kanımdan olanların bunu benim sözüm olarak yaymasını ne de çok isterim. Atasözü yani, ismim geçmese de olur tabiki :) 
           2011 yılı itibariyle Dünya nüfusu 6,9 milyara ulaştı. 6,9 milyar insanın hepsinin parmak izleri farklı.. Sahip oldukları gen dizilimleri farklı..Peki ya bakış açıları? 6,9 milyar birbirinden farklı bakış açısı. İşte ben tam buna inanıyorum. Bir insan tüm yaşamı boyunca kendisine 20 farklı bakış açısı kazandırabilmişse, bu kişi 20 kişinin düşünce yapısına hakim olabilmiş demektir. Hayatını o ölçüde düzenler, o ölçüde tecrübesi olur, o kadar az ölçüde de hayat hataları olur. Bir dağın başında tek başına yaşayan kişi -hiç kimseyle iletişime geçmeyen kişi- en fazla tekerleği, ateşi tekrar icat eder, bulduğu ateşle de tütün yapraklarını yakar ve keyfine bakar:) 
           Fi tarihinde, iki arkadaş bir yerde otururken uzakta, bir tepenin zirvesinde hareketli bir cisim farkederler. Teki bu cismin bir keçi olduğunu savunurken; öteki, şahin olduğunu savunmaktadır. Hararetli bir tartışma içine girerler, taa ki keçi uçana kadar... evet keçi diyorum, tabi ki uçmayacak ama bir kere "teki" ona keçi dedi. Artık değiştiremez o bakış açısını, o bir kere keçi dediyse o artık keçidir, uçsa da keçidir. "Öteki" ne dese de "teki"ni vazgeçiremez. Acaba "Teki"nin baktığı yerde(bakış açısında) mi bir sorun vardı? Olabilirdi, evet hiç değilse ona ikna edebilirdi, ve etti de. "Teki" bakış açısını değiştirdi ve tekrar baktı. Hala keçi diyordu....... İşte dostlar bakış açısı farklı olabilir, zaten söylüyorum farklı diye, hadi bakış açısında ısrar da farklı olsun, ama bakış açısını değiştirdikten sonraki ısrar.. İşte bunun açıklaması, izahı, savunması yok. İnsanın son acizliği. Farklı şeyler görebilmek adına, hepimizi buna davet ediyorum.En azından hayata farklı açıdan bakabilir miyiz lütfen? :) 


Teşekkür ederim, lütfen.

12 Nisan 2011 Salı

O'rdan Merhaba

Blog'umla arama soğukluk mu girdi? Hayır, soğukluktan çok öte... Ülkeler, farklı coğrafyalar; kültürler, diller, insanlar, yüzler, duygular, düşünceler, mimikler, tepkiler, farkındalıklıklar, farketmeksizin sıradanlaştırılmışlıklar, dostluklar, heyecanlar, stresler, sıkıntılar, mc donalds'lar, kfc'ler... Eveet görüldüğü üzere soğukluk harici her şey bizim buluşmamızı engellemiş. Nedendir diye sormayın nedenini stabilize edebilen yoktur, herkesin değişkenleri farklıdır, çoğu matematik denklemindeki bilinmeyenlerden bazılarını kendisine göre sabitlemiş, bazılarını değişken tutup hayatını ona göre çözme yolunda ilerlemeyi tercih etmiştir. Çünkü bu gereklidir, herkes doktor da olabiliyor ancak değişkenlerini sabitlemeyen Endüstri Mühendisi olabilen çok az (modelleme dersinde bir çok değişkenli sorunları çözebilmek için ter döken arkadaşlarım beni anlayacaktırlar:) İşte size nedendir diye sormayın dedim ya sizde sormadınız teşekkür ederim, o zaman bende olabildiği kadar değişkenimi özgür bırakıp yola çıktığım hayatın bu safhasında, blog'umdan uzaklaşmamın sebebini, yukarıdaki değişkenleri toplayıp sabitlediğimde ortaya çıkan 1 kelimeyle açıklayabilirim. Londra... Üstadım Fatih Sultan'a söz verdiğim gibi nerede hata yaptığımızı görmeye geldim. Öncelikle buradan yazdığım yazılarımın havasının daha farklı olacağını belirtmek isterim. Çünkü buradaki duygularımı ve bakış açımı değiştirebilecek o kadar çok şey var ki... (korkmayın kelebek etkisine girmeyeceğim:) Her neyse söz verdiğim gibi, en az 6 ayın sonunda izlenimlerimi burada paylaşmak için sabırsızlanıyorum en azından bu bile beni heyecanlandırmaya yetiyor. Dostum sende heyecanlanmaya yer arıyorsun:) demeyin. Aslında burada heyecan için buna gerek yok tabiiki biliyorum, ama bu farklı beni anlayışla karşılayacağınızı umut ediyorum. Bu farklı, bu Fatih Sultan Mehmet'e verdiğim söz, o herkes gibi değil. Değişkenlerini Bizans'ın üzerine cömertçe serbest bırakabilen kişilik, onu elde edebilmek için hepsini feda etmeye kararlı. Öyle ki bir değişkeni bile bizim değişkenlerimizden daha değerliyken.. 

Sana teşekkür ederim.